Ada merkezinde yer alan nekrapol sitesinde gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar yaşamın başlangıcını M.Ö. 3000‘li yıllara kadar götürecek bulgular ileri sürse de mitolojik eserler adanın çok daha eski bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Homeros tarafından kaleme alınan ve Truva Savaşı’nın 9. yılındaki 51 günlük süreci konu edinen İlyada adlı tarihi metinde ada ilk kez Tenedos olarak anılmıştır. İlyada destanına göre Akhalar’ın Truva Savaşı’nı kazanmasında büyük bir role sahip olan Tenedos, donanmanın yiyecek ve içecek ihtiyacını karşıladığı stratejik bir nokta olduğu gibi Truva Atı’nın surlardan içeriye girişinin beklendiği yer olarak da savaşın kaderini doğrudan etkilemiştir. Yunan filozof Aristotoles ise Tenedos ile karşı sahiller arasında oldukça yoğun bir ulaşım ve taşımacılık faaliyeti olduğundan söz etmektedir. Öte yandan adanın bilinen ilk sakinleri Helenler öncesi bir kavim olan Pelasglar olsa da Bozcaada tarih boyunca Atinalılar, Fenikeliler, Persler, Yunanlılar, Cenevizliler, Büyük İskender, Venedikliler ve son olarak Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altına girmiş diğer bir deyişle söz konusu devletlere ev sahipliği yapmıştır. Bozcaada 1912-1913 Balkan Savaşları’nın ardından İtalya hâkimiyetinde olmak koşuluyla Yunanistan idaresine girmiş olsa da ada 20 Eylül 1923 tarihinde tekrardan Türk hâkimiyetine geçmiştir.
Tarihin Akışını Belirleyen Bir Ada: Tenedos
Ada, antik çağda her ne kadar Leukophrys ismiyle anılıyor olsa da Tenedos adının kaynağı bir Yunan mitolojisine dayanmaktadır. Latince kökenli bir kelime olan Lefkoris, beyaz yılan anlamına gelmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla adanın sahillerinde yer alan beyaz taşların etkisiyle karşıdan bakıldığında uzayıp giden beyaz bir yılanı andıran kıyı şeridi, adanın tarih öncesindeki ismini belirlemiştir. Öte yandan Yunan mitolojisine göre deniz ve deprem tanrısı olarak bilinen Poseidion’un çocuklarından Kyknos’un oğlu olan Tenes, üvey annesi tarafından bir iftiraya uğramış ve kendisi tahta bir sandığa koyularak denize atılmıştır. Büyükbabası Poseidon’un yardımıyla Leukophrys kıyılarına ulaşan Tenes, ada halkı tarafından kral olarak kabul edilmiş ve böylece adanın yeni ismi Tenes’in Adası anlamına gelen Tenedos olmuştur. Öte taraftan adanın Türkçe bir kelime olan Bozcaada ismini ne zaman aldığına dair net bir tarih verilememektedir. İlk kez Piri Reis tarafından kaleme alınan Kitab-ı Bahriye adlı Türkçe eserde kendisinden söz edilen Bozcaada, Göztepe ismindeki yüksek ve boz görünümlü bir tepe ile anılmıştır. Böylece adanın isminin, Piri Reis’in 1521 yılında kaleme aldığı bu eserin ardından Osmanlı denizcileri tarafından “Bozada” veya “Bozcaada” kelimelerinin kullanılmasıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bununla birlikte 18. yüzyılda yaşayan Ermeni tarihçi ve coğrafyacı İnciciyan tarafından kaleme alınan eserde ada sakinleri tarafından Bohçaada adının kullanıldığı belirtilse de bunun olsa olsa yerel bir söyleyiş tarzı olabileceği tahmin edilmektedir. Görüldüğü üzere pre-historik dönemlerden 20. yüzyıla kadar pek çok medeniyete ve devlete ev sahipliği yapan Bozcaada, sahip olduğu bu kozmopolit yapıyı ismine de taşımış ve destanlardan denizcilere kadar birçok yazarın kaleminde yeni bir anlam kazanmıştır.